20 Mart 2009 Cuma

KURÂN ve HAYATIMIZ - IV

Yazı dizimizin bu bölümünde, Kuran’ın kendisini anlayarak hayatlarına rehber edinmek isteyenler için, anlama ve kullanma metodunu tarifini yine ondan inceleyeceğiz.

Önceki bölümlerde, Kuran’ın kendisini tarif ederken, açıklayan, detaylandırılmış ve kolaylaştırılmış bir kitap olduğunu söylediğini görmüştük. Bu bağlamda, öncelikle Kuran’a şu soruyu sormalıyız.

“Kuran, sen neye yararsın, seninle ne yapabilirim?”

Cevaplarına bir göz atalım :

“Bu, kendisinde şüphe olmayan, Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olanlar için yol gösterici bir kitaptır” BAKARA – 2

“O, alemler için yalnızca bir öğüt ve hatırlatmadır.” YUSUF – 104

“Oysa o (Kur'an), alemlere bir zikr ( topyekün bir bakış açısı ) den başka bir şey değildir.” KALEM – 52

“Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.” İSRA – 82

“De ki: 'O, (Kuran) iman edenler için bir doğru yol rehberi ve bir şifadır.” FUSSİLET- 44

“Şüphesiz o (Kur'an), doğruyu yanlıştan ayırdeden bir sözdür.” TARIK – 13

“Elif, Lam, Ra. (Bu bir) Kitap'tır (ki,) Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.” İBRAHİM – 1


Evet, bu ayetlerden anlaşıldığı gibi, Kuran, Allah’ın rızasını kazanmak, O’nun dosdoğru yol dediği yolda yürüyerek bu dünya hayatının imtihanını kazanmak isteyenler için bir kılavuz, bir rehberdir. Tüm insanların ve toplumların bir hayat algısı, açıklaması, topyekün bir bakış açısı ilan ettikleri her anda ve alanda, Allah’ın razı olduğu tek bakış açısıdır ( paradigma ). İnsanları yanlıştan doğruya ileten bir araçtır.

Şimdi bu aracı dosğdoğru kullanmak için şu soruyu Kuran’a yöneltelim ve cevabına bakalım :

“Kuran, seninle dosdoğru yola ulaşabilmem için senden nasıl bir metot izleyerek yararlanabilirim?”

İşte cevaplar :

“Aklınızı kullanmanız için Allah size ayetlerini böyle açıklıyor” BAKARA – 242

“Gerçek şu ki; Biz size akılınızda tutmanız gereken her şeyi kapsayan ilahi bir mesaj indirdik, hâla aklınızı kullanmayacak mısınız?” ENBİYA – 10

“Öyleyse Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.” NAHL- 98

“İşte Allah size ayetleri böyle açıklar ki, üzerinde etraflıca düşünesiniz.” BAKARA – 266

“Ve Kur'an'ı belli bir tertil üzere ( tane tane, düşünerek, konsantrasyonla ) oku.” MÜZZEMMİL – 4


Bütün bu ve daha onlarca benzeri ayetlerden anlıyoruz ki Kuran’ı hayatımızı düzenleyen bir araç olarak bir rehber olarak kullanabilmemiz için öncelikle düzenli bir şekilde, sürekli OKUMALIYIZ. “Ben Kuran’ı okudum” cümlesi yanlıştır. Az da olsa düzenli bir şekilde Kuran okunmaya devam edilmelidir. Kendimiz için önem arz eden her olayda Kuran’dan araştırma yapılmalı ve onun tavsiyeleri dikkate alınmalıdır.

Bu okumayı yaparken, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınarak yapmalıyız. Bunun manası, dil ile eûzu besmele çekerken, insanların, sistemlerin, nefsimizin, geçmişten günümüze aklımızda ve yüreğimizde oluşturduğu önyargıları, kemikleşmiş anlayışlarımızı, çıkarımıza gelen haksız yorumları terk ederek, serbest bir zihinle okumalıyız. Bu metot çok büyük önem arzetmektedir, aksi takdirde biz Kuran’a uymuş değil Kuran’ı kendi düşüncelerimize uydurmuş oluruz. Bunun acı sonuçları 1350 yıldır Müslümanlar üzerinde maalesef görülmektedir.

Akıl, fıtrat ve vicdan Allah’ın insana dünya hayatındaki imtihanı için verdiği araçlardandır. Bunları dosdoğru, örtmeden, yamultmadan kullanan insan için iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayırt etmeye yararlar. Kuran, Allah’ın yaratışında insana kodladığı bu bilgiler, verdiği bu araçlar için bir HATIRLATMA olduğunu söylüyor. Dolayısı ile kirletilmemiş temiz bir akıl, üzeri örtülmemiş açık bir vicdan ve evrensel olarak teyit edilmiş fıtri bilgiler ile Kuran’a yaklaşırsak bunlardan çıkan sonucu birebir teyit eden bir metinle karşılaşıyoruz.
Kuran’ın metodunda, AKLETMEK, ETRAFLICA DÜŞÜNMEK, YÜREĞİNLE YORUMLAMAK da bizi kolayca onun rehberliğinde doğruya ulaştırmaktadır.

Tüm bunlardan sonra Kuran’ın kendisinden yaralanma metodu apaçık ortadadır. Dünya hayatlarında imtihanını düzgün bir şekilde vermek isteyenler, Allah’a gönülden yönelerek ve teslim olarak O’nun rızasını kazanmak isteyen insanlar ve toplumlar için temel referans bu Kuran’dır.

Kuran’ı bu fonksiyonundan uzaklaştıracak her yaklaşım, kişileri ve toplumları felaketlere götürecek, daha da kötüsü ebedi hayatlarını mahvedecek bir hatadır. Alemlerin Rabbi olan Allah, kullarına bir rahmet olarak imtihanın cevaplarını göndermiştir. İnsana düşen – eğer imtihan olduğunu cidden kabul ediyorsa- bu cevapları kağıdına yazmaktır. Derdi imtihanı vermek olmayanlar, ciddi olarak ahirete iman etmeyenler, dünyayı kişisel cennetlerine çevirmeye çalışanlar, hayatlarını rekabet ve iktidar savaşları üzerine kuranlar, Kuran’a uymak yerine, ya Kuran’ı dışlamakta ya da onu kendi emellerine uydurmakla uğraşmaktadırlar. Mazeret arayanlar da apaçık Kuran rehberliğine ve metoduna uymak yerine, onu nefislerine göre tevil edenlerin peşine düşmektedirler. Sonuçlar zaten apaçık bir biçimde gözlerimizin önündedir.

Tertemiz bir gönülle Rablerine yönelenleri, Kuran’ı anlama ve hayatlarına rehber edinme gayretinde olanları Allah en iyi şekilde bilendir ve sonuç yakında görülecektir. Çünkü Allah, sinelerin özünde olanı da bilir, kendisine gönülden yönelenleri de bilir. Hiç şüphe yok ki, hayatımızın hesabını vereceğimiz Rabbimiz, bütün noksanlardan münezzehtir. Şüphesiz ki O, alemlerin Rabbidir, şüphesiz ki O, alemlerin Sahibidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder